The Medium

 


2021 yılının ilk yeni nesil oyunu The Medium. 

Bu oyunun benim için önemi bir önceki incelediğim oyundan çok da farklı değil aslında. Ama en azından bu oyunu çıktığı anda oynama fırsatı elde edebildim. Oyun ilk kez Xbox'ın yeni nesil konsolları ve oyunlarını tanıttığı konferansta bizlere gösterildi ve çoğu kişi büyük bir heyecanla karşıladı. Bunun en büyük sebebi muhtemelen Konami yüzünden yıllar önce ölmüş olan Silent Hill serisini oldukça andırmasıydı. (Oyunun müziklerini yapan kişi de Silent Hill'in müziklerini yapan kişi) Oyunu ilk gördüğümüzde sinematik bir fragmanla tanışma fırsatı bulduk ve herkesin aksine ben eh fena değilmiş gibisinden tepki verdim. 

Sonrasında konferansın üstünden aylar geçti ve oyunun oynanış görüntülerini de inceleme fırsatı bulduk. Gördüklerimizden anlaşılana göre ölülerin dünyası ve kendi dünyamız arasında sürekli yolculuk yapacağımız korku dolu bir macera bizi bekliyordu. Ve oyundaki iki gerçekliği aynı anda kontrol etme mekaniği yeni Xbox konsollarının gücünü sergilemek için güzel bir fırsattı. Üzerinden aylar geçti ve The Medium piyasaya sürüldü. Her Xbox özel oyunu gibi de ilk günden Xbox Game Pass kütüphanesinde yerini aldı ve ben de oynama fırsatı buldum. 

Hikayemiz Marianne adlı bir kızın üvey babasını cenazesinin ardından "Medyum" güçlerini keşfetmesiyle başlıyor. Güçleri keşfetmesinin ardından gizemli bir telefon çağrısı ile Marianne hem gücünü nasıl elde ettiğini hem de geride bıraktığı geçmişinin sırlarını öğrenmek için bir yola çıkıyor.


Oyunda bol bol iki gerçeklik arasında gidip geliyoruz !

The Medium oynanış açısından Silent Hill ve eski Resident Evil oyunlarını kendine baz alan bir oyun. Oyun boyunca çeşitli alanlarda bulunarak çeşitli bulmacaları çözüyor ve bu şekilde yolumuza devam ediyoruz. Yolumuz boyunca dost ve düşman birçok kişilik çıkarak bizi bazen ürkütmeye bazen de dinlendirmeye çalışıyorlar. Daha önceden de bahsettiğim gibi oyunun mekaniksel anlamda en öne çıkan yanı iki boyut arasında geçiş yapmanız ve bazen de iki gerçekliği aynı anda kontrol etmeniz. Gerçeklikler arasındaki geçiş durumu her zaman kişinin isteğine bağlı gerçekleşmese de çoğunlukla bir bulmaca çözerken nerede ne zaman değiştireceğinizi iyi bilmeniz gerekiyor. Oyunun bölüm dizaynı ve bulmacalar açısından da iyi bir iş çıkarttığını söylemek mümkün.

Oyunun genel korku elementleri jumpscare veya çığlık atan yüksek sesler yerine genele yayılmış atmosfer ve bilinmezliğin yarattığı korkudan geliyor. Ve açıkcası bu kısım beni çok mutlu etti. Yıllar içerisinde bolca korku oyunu görmüş olsak da bu işlerin çoğu ucuza kaçılmış korku oyunlarıydı. The Medium bu konuda da türünün hakkınnı vermeyi başarıyor. Etkileyici grafikleri ve ürkütücü atmosferi ile oyun ince ince ürkütmeyi başarıyor. Fakat etkileyici grafikler yanında bir dezavantaj ile birlikte geliyor. Özellikle oyunu PC platformunda deneyim ediyorsanız maalesef çokca FPS drop ve kasmalar ile karşılaşacaksınız. Sanırım oyun pek PC platformu göz önünde bulunarak yapılmadığından optimizasyon anlamında çok ileri bir konumda değil. 

SONUÇ:

The Medium korku türünün hakkını vermeyi başaran bir oyun. Genel anlamda güzel grafik ve atmosferi, eski stilde bulmacalı ve lineer oynanışı ile yaklaşık 8-9 saat arasında bitirilebilecek bir oyun. Hikayesi çok çok iyi olmasa da merak uyandırmaya yetecek kadar iyi. Eğer Resident Evil Village gelmeden önce bir korku oyunu arıyorsanız ve Xbox Game Pass üyeliğiniz varsa oynamanızı öneririm.


Yorumlar

Popüler Yayınlar

GamerCard